Direkt Isıtmalı Triodlar İle Genç Kalın

Son iki günümü geçirdiğim Stamford General Hospital’den yeni geri geldim… Fizik ve sinirsel yorgunluk beni bitap hale getirmişti… Her 30 dakikada bir lambaların kombinasyonunu değiştiriyordum… Voltaj ve akım ayarlamaları, değişik lamba seçimleri… sonra tekrar ayarla ve dinle… tekrar değiştir ve dinle… kulaklarım seğirmeye başladı, gözlerim seğirmeye başladı… tiz ve bas amplillerimin lambalarını her değiştirdiğimde lambalı olan Marchand crossoverımın seviyelerini ayarlayıp ondan sonra da coupling kapasitörlerini değiştirmeye başladım, daha sonra besleme devrelerini değiştirmeye başladım… Tonal “Holy Grail” kutsal kaseyi buldum mu?

Sonunda 911’i arayıp buradan beni götürmelerini istedim zira duvardaki Afrika maskeleri bana oyun oynamaya başladılar ve ağlamaya başlamıştım…

Yeni yıl kararı aldım… Günde on kezden fazla lamba değiştirmeyeceğim… bu benim sınırım olacaktı… ve hiç de kolay değil.

Aranızdaki gençler bu “termionik manyayı” anlayamayabilirler, bunun için size daha güncel bir örnek vermeme izin verin…

Dünyanın en güzel süpermodelleri salonunuzda sıralanmışlar… istediğiniz kombinasyonda istediğiniz her şeyi yapmaya hazır ve istekliler… seks enerjiniz de sınırsız. O gün işe gidermiydiniz? Televizyonda haftanın maçını izlermiydiniz? Balık avlamaya gidermiydiniz? Motorsikletinizle ilgilenirmiydiniz?

İşte… onları salonumda sıralı bir şekilde görebilirsiniz… KR’nin en iyileri: 300B XL, (2 versiyon) 2A3, ve tamamiyle şaşırtıcı PX25… AVVT’nin 300B SL ve mesh filament 2A3, ve akıl almaz derecedeki mesh filament AV8, Western Electric’in 300B leri, yeni Sovtek 2A3’ler, JJ Teslanın, Sovtek’in, Svetlana’nın 300B’leri… gözlerim tekrar seyirmeye başladı… Şunu da hatırlayın, yeni amplifikatör sistemim filament voltajını 5, 4 veya 2.5 volt için ayar yapmama izin verdiğinden bu tüplerin hepsini, herhangi bir konumda kulanmama izin veriyor… Howard Hughes gibi olma yolunda mı ilerliyorum… dünyevi işlerlden elini ayağını çekmiş bir lamba keşişi…

Dr. LAMBASTEIN: CANAVAR LAMBA MUCİDİ

Dr. Lambastein şatosunun cerrahi odasında bir lambanın bacaklarını alıyor, öbür lambanın vücuduna ekliyor, ve üçüncü bir lambanın kafasını da ekleyip yeni lambasal yaşam şekilleri oluşturuyor.

Böyle hissediyorum, ve hiç bir şey insanı deli bir lamba bilimcisi olmak kadar iyi hissettirmez. Bildiğim kadarıyla hiç bir lamba ustası henüz bu uçuruma düşmedi ama bizi yarın en ucuna kadar itiveriyorlar. Bu termionik bir şarttır… Çok da mantıklıdır çünkü lamba estetiği konularını çok daha yüksek bir seviyeye taşımaktadır.

300B ye karşılık 2A3 lerin düşük seviyedeki sorunlarını tartışanlar hiç bir şeyden anlamıyorlar. Asıl sorulması gereken soru: Dinleyeni müziksel mutluluğun doruğuna vardıracak (ecstasy) tonal bütünleşmesinin en hassas armonik/mekan/zaman “continuum” devamlılığını sağlayacak lambaların hangi marka ve tipten oluşması gerektiğidir.

Lambaların zayıf noktaları konusunda şikayet edip sizlanmayı bırakın. Hiç bir lambanın mükemmel olmadığı hayatın ve termioniğin bir gerçeğidir. Allah’tan da bu böyle… Ama bu bir sınır değildir… Bu gerçek audio sanatlarının en yaratıcı proseslerinden birinin başlangıç noktasıdır… Ve bu oyunu oynamak için gerekli olan beceri ve yetenek herkeste yok.

GİZMOLOJİK KAİDE No. 3.456

Herşeyin bir fiyatı var… Bildiğiniz gibi yüksek güçlü triodları kullandığınızda, daha ufak, daha basit olan lambaların verebileceği orta ses ve yüksek frekans büyüsünü kaybedersiniz. Lambaların çıkış güçleri arttıkça kendileri de mekanik olarak irilleşirler zira ürettikleri yüksek enerjiyi dağıtmak için daha güçlü olmaları gerektiğini öne sürüyorum. Bunun iyi tarafı, bu lambaların 1 Khz’ten aşağıya ciddi bir heyecan yaratmalarıdır… ve hiç bir ufak lamba büyüklerin geniş ve dinamik karakteriyle boy ölçüşemez.

1 Khz’in üzerinde kaç watta gereksiniminiz var? Düşük hassasiyetli bir hoparlör için bile birkaç wattan fazlasına gerek kalmaz… Mesajı almaya başladınız değil mi? Ancak yoldan sapayım demeyin… Bas hoparlörlerinize sakın transistörlü veya push/pull bir ampli takayım demeyin… çabuk unutun… Bas hoparlörlerinize push pull lambalı bile tavsiye etmem… lambalı crossover kullanmayıp da standart bi-wire yolunda ilerleseniz bile SET yolunda devam edin…

TERMİONİK GÜZELLİĞİN TİTAN SAVAŞLARI

Riccardo Kron ve Alesa Vaic’in ayrılmalarına yol açan görüş ayrılıklarının detaylarını bilmiyorum, bilmek de istemiyorum, ancak bu işe ulu Müzik ruhlarının karıştığını sanıyorum. Bizim için de olabilecek en hayırlı iş oldu… Ancak yarattıkları lambalara bakılırsa şu ana kadar nasıl birlikte çalışabildiklerine akıl sır erdiremiyorum.

Bu ustaların güzellik üzerindeki bakış açıları tam tamına zıt, ve biz de bu farklılıklardan faydalanıyoruz. Bu farklılıkların nasıl bir ayrıma yol açtıklarını tahmin edebiliyorum. Sanata bakış açıları bu kadar farklı olan iki direktörün aynı filmi yönetmeleri mümkün olmaz.

Hangi ustanın lambalarını tercih ettiğimi bilmek isteyenler dersten sonra sınıfta kalıp bir toplu iğnenin başı üzerinde onbin kez “Tanrı insanın çok eşli olmasına karar verdi” yazısını yazsınlar.

Size şunu hatırlatayım: ampli sistemimde lamba kombinasyonlarını sizin CD değiştirdiğiniz gibi değiştirebiliyorum ve artık hangi birlikteliğin vinyl ve cdlerimi daha özsulu (juicy) hale getirdiğini tam ve doğru olarak biliyorum. Yirmi yıl öncesine geri döndüm, o zamanlar pikap iğnelerime de bu şekilde davranıyordum.

Ama siz benim kardeşlerimsiniz ve sizinle bilgimi paylaşayım…

AVVT lambaları şu ana dek denediğim en açık ve hassas lambalar. O kadar açıklar ki güldüğünde, Bach çalan Rostropovich’in dişlerinin arasında kalan köy peynirini duyabiliyorum. Müziksel gölgelerin nüansları o derece belirgin ki her notanın zaman içerisindeki karakteristikleriyle overtone’ları belli oluyor. Ancak bu lambalar hiç affetmiyor… kendinize çeki düzen vermeniz gerekiyor yoksa… sisteminizdeki hatalar yüzünden bu lambalarda suç aramaya başlarsınız.

Sanatlarda, bu meleksi duygunun en iyi örneklerinden biri… peri masalındaymışsınız gibi… Ancak çok hassas bir zihin bu tür lambaları yapabilir ve Alesa Vaik herhalde çok zor tatmin olabilen bir insan olmalı. AVVT triodlarıyla duyduğum sesler artık benim, havyamı bir kenara koyup, yavaş yavaş triod cennetine doğru yükselmem için bavullarımı hazırlamamı söylüyorlar.

Her zaman olduğu gibi watt gücü azaldıkça gizem gücü artıyor… “Ascend to micropower” … Mikro güçlere doğru yükseliş hala geçerli. AV8’lerin çıkış katı lambası olarak dizayn edilmelerine rağmen, klavsen ve gitar gibi müziğin çok önemli bir sınıfı için artistik bir şart olan taze ve temiz bir kaliteye sahipler.

Rock’n roll’a devrimci bir bakış mı atmak istiyorsunuz? Tizlere AV 2A3, baslara 300B SL’leri bağlayın ve müziğin hiper evreninin N boyutuna fırlatılırsınız.

KR 2A3, PX 25

KR’nin PX 25’i Amerikada hiç tanınmaz. Ancak Avrupa ve Japonya’da bir “femme fatale” olarak bilinir zira PX 25 Avrupa’nın 300B’sidir. Fiziksel olarak en güzel direkt ısıllı triodlardan biri olduğu gibi, düzgün olarak kullanıldığında en karizmatik kişiliklerden birine de sahip.

Tüm KR lambalarının büyük, zengin, sıcak bir sesleri var. Riccardo gücü seviyor ve 2A3 dahil, hiç kimsenin lambaları bas konusunda bunlarla boy ölçüşemez… PX 25 hariç. PX 25, 1Khz ve üstü, 275-300 volt ile 40ma’de yaşama döner ve baslarda 300B XL veya KR 2A3’ün mükemmel tamamlayıcısıdır.. Bu lambanın 4 volt filament ve ve 2.5 amp filament akıma ihtiyacı vardır. PX 25 tonal karakter olarak AV 2A3’ün daha fazla zıttı olamamakla birlikte, müzikte bu denli vazgeçilmez olan nihai üst armonik güzelliği ni gerçekleştirecek anahtar onlarda. PX 25, AV 2A3 veya AV8’den daha affedicidir (forgiving.)

Doğru cihazlarla kullanıldığında, KR 2A3, bu çeşit lambalardan beklenen “büyü”ye sahiptir, bunu da diğer KR lambalarıyla karşılaştırdığımda, 2A3’ün basit mekanik yapısına bağlıyorum.

Dr. Kron Gizmo’ya doğum günü partisi veriyor isimli bir önceki yazımda. Bu lambaların zengin ve sıcak duyusallığından sözetmiştim, fikrim değişmiş değil… bu lambalar CDlerin vasat sesleri tarafından rahatsız edilmek istemeyem müzikseverler için biçilmiş kaftandır.

KR / AVVT TANGO

Riccardo ve Alesa’yı tango yaparken hayal edebilir misiniz? Bu yaşamda muhtemelen gerçekleşmeyecek, ancak salonumda ne zaman bir müzik icrasını dinlesem veya kendim yönetsem sürekli gerçekleşiyor… Şu anda bu yazıyı yazarken olduğu gibi. İşin en eğlenceli yanı sizin de istediğiniz zaman AVVT ve KR lambaların karmasıyla Dr. Frankenstein’ın Tango Dans Kulübüne üye olabilmeniz… Doğru karışımla çok iyi netice alırsınız, önceki yazılarımda neleri yapmanız gerektiğini açıkladım… Ben PX25 + AV 300B SL karışımını veya AV 2A3 + KR 300B XL karışımını çok seviyorum… Gerisi hayal gücünüze kalmış… Hayal gücünüzü sınırlandırmayın.

WESTERN ELECTRIC 300B S

Western Electric 300B S’li dört adet SET ampliyi dinlemek çok heyecan verici. Ayağa kalkıp bayrağı selamlıyorum, Amerikalı olmak çok iyi. Evet, Western Electric sesi tektir… açık, havalı ve narin. Ayrıca dijital audioyu dinlenebilir hale getirebilen tam gerektiği kadar yumuşaklığa da sahip. Bu ses potansiyelinin taa 1938’lerden beri var olduğunu düşünmek akıl almaz bir olay. Son 60 yılıni audio gelişmesi nerede kaldı?

Ve evet, üstte söz ettiğim lambalarla neden 300B’leri baslar için kullanmayalım?

Bu lambaları kullanmak kusursuzca restore edilmiş 1948 model bir Woody Staton Wagon kullanmaya veya yine kusursuzca restore edilmiş 1956 Harley Davidson Electra-Glide kullanmaya benziyor… Tamamiyle eşsizdir… Ancak nihai tonal bütünleşmeye (ultimate tonal wholeosity) varmak için kullanılacak yolda değildir.

Buna rağmen bu lambanın modern lamba devrimini başlatmasının bir nedeni var, büyüsünün tadına varabilmek ve klasik denebilecek güzelliğini bir kat daha artırmak için en iyi ve aslında tek yol, benim de yaptığım gibi onu crossoversız kabinlerle dinlemek.

DR. Harvey “Gizmo” Rosenberg
Bruno Manusso (çeviri)