Yeni sayımızdan herkese merhabalar. Sekizinci sayımızın üzerinden kısa bir ara geçmiş olmasına rağmen dokuzuncu sayımızı da yayınlamayı başardık. Aslında yeni sayımızı biraz daha önce yayınlamak gibi bir planımız vardı ama çeşitli sebeplerden dolayı yayınımızı geciktirdik.
Bu kararı almamızdaki birincil sebep, web sitelerimizin geçen ay çok ciddi bir yoğunlukla mücadele etmesiydi. Bu yoğunluk pek alışılageldik bir yoğunluk olmayınca siteleri ayakta tutmak oldukça zor oldu. Gönüllü teknik ekibimizin uğraşıları sayesinde bu dönemi başarı ile atlatmayı başardık. Sitenin bu yoğunluğunda, son iki sayımızın yoğunluğunun haricinde Google aramalarından sitemize yönlenen kullanıcılar haricinde bir de vizyona giren “Issız Adam” filmi yüzünden (belki sayesinde demek gerekli) siteyi ziyaret eden kullanıcı trafiğinin büyük etkisi oldu.
Issız Adam filmini dergi yayına çıktığı sırada seyretmiş olacağım. Ama aldığım geri dönüşlere göre filmde pikap ve plakların sıklıkla görülmesi, filmi izleyen herkesi internet’ten pikap araştırmaya teşvik etmiş. Bu süreç sonucunda dergimiz için ayırdığımız mail adreslerimizde ne yazık ki tamamen kilitlendi. Bu süreçte tavsiye isteyenler, pikaplarını tamir ettirmek isteyenler derken hemen herkes bir mail gönderince olay bir anda kaosa döndü bizim için. Sonuçta analoğa bu şekilde -bir nostalji duygusunda da olsa – ilginin artması mutluluk verici. Umarım ülkemize pikap ve plak ithal edenler içinde hayırlı olur.
Dergimizin bir önceki sayısı ile ilgili çeşitli geri dönüşler aldık. Bu geri dönüşlere kısaca bir cevap vermek istiyorum. Stereo Mecmuası öyle veya böyle gönüllü bir oluşum ve yaşamak için gereksinim duyduğu en önemli şey ilgi. Ülkemiz hifi camiasının yaklaşık nüfusunu artık tahmin edebiliyoruz. Bu rakam ne yazık ki, on binler ile değil binler ile ölçülebilecek bir rakam. Ama konuya meraklı çok sayıda insan var. Aslına bakarsanız konuya meraklı insanları hifi’nin içerisine çekmek ülkemizi bu alanda daha ileriye götürebilecek en önemli unsur. Bu nokta özellikle resim ağırlıklı bir sayının en önemli getirisi insanların gösterilen ürünleri, ortamları ve bileşenleri merak etmeye başlaması. Bu merak belli bir arayışa sebep oluyor. Bu arayışın sonunda insanlar böyle bir hobinin varlığını öğreniyorlar. Anadolu’nun bazı şehirlerinde büyük şehirlerde hepimize sunulmuş fırsatların olmadığı ve insanların kendi dillerinde öyle veya böyle bu hobiyi tanıtan ışık tutan ve en önemlisi kolay okunabilir bu tarz dergilerle olup biteni görmelerini sağlamak bence önemli. Zaten gelen olumlu tepkiler bu bakış açısının haklılığını gösteriyor.
Sekizinci sayımızın Stereo Mecmuası’na bir diğer olumlu katkısı global hifi camiasında kendimize yer bulabilmemiz için gerekli fırsatları sağlaması. Sonuçta yurt dışı fuarlardan özgün resimler, bilgiler dergimizde yayınlandıkça derginin yabancı gözlere inandırıcılığı artıyor. Her ne kadar Türkçe lehçeleriyle beraber 250 milyon kişi tarafından konuşulan bir dil olsa da, gelişmiş ülkelerin domine ettiği bir piyasa da bunun hiçbir önemi yok. Her açıdan hifi konusunda daha çok yol katetmemiz gerektiği kesin. İşte bu sayılar sayesinde Stereo Mecmuası hem ülkeden dışarıya açılan bir pencere rolünü üstleniyor hemde dışarıdan bakıldığında endüstriden tamamen kopuk olmayan bir Türk hifi piyasası olduğunu “anlayana” gösteriyor. Bu durum ileri de herkes için kazançlar sağlayacaktır diye umuyorum.
Sekizinci sayımız için eklemek istediğim bir diğer konu, resimlerin dilinin olmaması. Sonuçta tüm dünyadan meraklılar çeşitli markalar ile ilgili “image search” yani “resim araması” yaptıklarında Mecmua’da yayınlanan resimlere tıklıyorlar veya web sitelerinde kullanıyorlar. Bu konu Mecmua’nın ihtiyaç duyduğu yurt dışı trafiği sağlamak için önemli bir araç. Elimize fırsat geçtikçe sekizinci sayımız ve benzerlerini yayınlamaya çalışacağız. Ama gelen eleştirilere göre bazı noktalara çeki düzen vereceğimizden de emin olabilirsiniz. Bu konuyu sonlandırmadan önce geçen sayımıza emeği geçen Sn. Adnan Arduman ve Sn. Bruno Manusso’ya da teşekkür etmeliyim.
Sekizinci sayımızda biraz hayal kırıklığına uğrattığımızı düşündüğümüz odyofil dostlarımızı dokuzuncu sayı ile çok mutlu edeceğimizi düşünüyorum. Bu sayı üzerinde sıkı çalıştığımız sayılardan birisi oldu. Önceki sayılarımızda gelen tepkilere göre bazı yönlerimizi geliştirmeye çalıştık. Özellikle rahat okunabilirlik anlamında bazı çalışmalar yaptık. Bunun yanı sıra daha ayrıntılı
resimler, daha farklı konularda incelemeler gibi kolaylıkla fark edebileceğiniz bazı diğer iyileştirmeler söz konusu. Dikkat ederseniz hemen her sayı elimizden geldiğince ve imkanlarımız el verdiğince bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Biliyorsunuz beşinci sayımızda okuyucularımızdan dergimize el vermelerini, biraz destek olmalarını istemiştik. Belli imkanlara kavuştuktan sonra özellikle altıncı sayımızdan itibaren yaptığımız gelişmeler bence ortada. Buna sektörden gelen destek eklenince içeriğimiz daha da keyifli hale geliyor. Sizlerden isteğimiz ve ricamız Stereo Mecmuası’nı bloglarınızda, web sitelerinizde, mail gruplarınızda dostlarınız ile paylaşmanız. Bu kadar emek verdiğimiz bu elektronik dergi ne kadar fazla insan ile buluşursa bizim için o kadar büyük mutluluk. Bu konuda sizlerden ciddi destek bekliyoruz.
David Goliath’a karşı. Önümüzdeki ay bol bol kıyaslama yapılır, ben hakkımı şimdiden kullanayım dedim :)
Bu ay hifi piyasamız renkleniyor. Uzun süre sonra tekrar bir dergi yayın hayatına başlıyor. Umarım meraklıların beklentilerini karşılarlar ve çeşitli dergilerde görmekten sıkıldığımız 10 sayfa hifi -ki yarısından çoğu ülkemizde satılmayan ürünleri içeren-, 20 sayfa televizyon, 20 sayfa cep telefonu ve bilgisayar ürünü denklemini kırarlar. Kendilerine yayın hayatlarında başarılar diliyoruz. Ekleme: Stereo Mecmuası yayına çıktığından yukarıda bahsi geçen derginin yayın politikasını öğrenmiş durumdaydım. Etik olmak adına yazımı önceden hazırladığım hali ile bırakmayı uygun gördüm. Konu ile ilgili “güncel” görüşlerimi Stereo Mecmuası platformlarında meraklılar ile paylaştım.
Stereo Mecmua web sitesinin içeriğini zenginleştirmek noktasındaki uğraşlarımız da, bu ay boyunca yeni adımlar attık. Bir önceki sayımızın verdiği güçle, sitemize bazı yeni özellikler ekledik. Bunlardan en önemlisi sitemizde yayınlamaya başladığımız kişisel köşe yazıları bölümleri veya daha popüler ismi ile bloglar. Şimdilik benim kişisel blog’umun yanı sıra, analog bölümünden tanıdığınız Sn. Yaşar Bey’in “Analog Güncesi” adı altında yazdığı kısa yazılar, gerek Mecmua için çektiği fotoğraflardan gerekse de forumlarımızdaki filmler bölümünden tanıdığınız Sevgili Görkem Devrim’in filmlere bakış attığı “Görkem’in Kamerasından” ve yeni çıkan, basılan ve piyasaya tekrar sürülen plak ve CD’leri sizlere duyurduğumuz blog’umuz yayına giren yeni bölümlerdi. Çok kısa zaman sonra bunlara yenileri de eklenecek.
Bu tarz küçük eklemeler ile Stereo Mecmuası web sitesi yavaş yavaş bir portal haline gelmeye başladı farkındaysanız. Bu eklemeler zaman içerisinde devam edecek. Daha kullanıma açmayı planladığımız çeşitli bölümlerimiz, inter-aktif alanlarımız ve çeşitli sürprizlerimiz var. Deneme ve geliştirme süreçlerimiz bittikçe bu bölümleri meraklıların beğenisine sunmaya çalışacağız. Blog’larımız, forumlarımız, yazılarımız derken bir yandan da web sitemiz büyüyor. Bu büyüme çeşitli sorunlara yol açsa da, zaman içerisinde aşacağımızı düşünüyorum.
Aslında birazda ekonomik krizin hobimize vurduğu darbeden bahsetmek istiyorum ama hiç kimsenin tadını bozmak istemem. Zaten krizi hepimiz tüm şiddeti ile yaşıyoruz. Umarım yeni sayımız sizlerin kafanızın içindeki umutsuzluklardan bir süreliğine olsa da, uzaklaştırır. En azından dergimizi alırken bile elinizin cebinize gitmesine gerek yok, daha ilk baştan sizi gülümsetiyor Stereo Mecmuası.
Neyse lafı çok uzatmadan sizi yeni sayımız ile baş başa bırakayım. Keyifli okumalar.
Hakan
www.stereomecmuasi.com
Bir yorum ekleyin