Anouar Brahem – Souvenance Anouar Brahem, 1957 doğumlu Tunus asıllı önemli bir udî ve besteci. Özellikle kuzey Afrika Arap müziği ile, folk ve caz öğelerini birleştirmesi ile tanınıyor. Kuzey Afrika’da 1980′li yıllarda oldukça popüler olan ancak Avrupa’da 90′larda tanınan bir müzisyen haline geliyor. Erken yaşlarda konservatuvar eğitimine başlayan Anouar Brahem ilerleyen yıllarda Paris’te yeni yollar, tarzlar aramaya başlar. Bu dönemde farklı müzik tarzları ile yolları kesişir ve yeni tarzları keşfeder. Bu dönemlerde Tunus’ta sinema ve tiyatro eserleri için müzikler yazmaya devam etmektedir. 1980′lerde yeniden Tunus’a döner ve farklı tarzlarda orkestralarla çalışır. 1980′lerin sonlarında bir konser turnesi sırasında ECM plak şirketi ile tanışır ve anlaşma imzalar. Bu süreç Anouar Brahem’in müzik kariyerinde önemli bir sıçrama noktası oluşturur. Başta “Thimar” albümü ile oldukça önemli tepkiler alır. Albümde Anouar Brahem’e piyanoda François Couturier, bas klarnet ve soprano saksafonda Klaus Gesing ve basta Björn Meyer eşlik ediyor. Albümde Pietro Mianiti yönetiminde “Orchestra della Svizzera italiana” da yer alıyor. Albüm elime ulaştığında ilk önce kapağı dikkatimi çekti. Oldukça tanıdık olan bu manzara Kuzey Afrika’yı etkileyen Arap baharından bir görüntüydü. Albüm bu süreç boyunca Tunus ve komşularını etkileyen bu süreç, belli ki Anouar Brahem’i de etkilemiş. Bu konuda biraz ayrıntıya gireriz belki. Bu albümde duygularını daha farklı ifade etmek isten Anouar Brahem, yaylıları müziğinin içerisine sokmaya karar vermiş ve görevi “Orchestra della Svizzera italiana” üstlenmiş. Mecmua’daki yazıda albümle alakalı farklı ayrıntılarda mvcut. Arzu ederseniz bir göz atabilirsiniz..
Albümün kaydı müthiş. Albümde aklınıza ne geliyorsa enstrüman olarak her şey mevcut. Bir yandan ud bir yandan yaylılar derken albümün hemen her dakikasında müzikal manada bir olay oluyor. Bu albüm sanırım detay seviyesine, tonlara bakmak için çok çok uygun. “January” parçasına bir bakış atalım, piyano ve arka planda sıkı baslar ve hemen ardından başlayan yaylılar. Brahem’in mızrabından küçük ud dokunuşları. Creek Evolution 100A ile detay seviyesi çok iyi noktada. Özellikle piyano da tonlar ve çözünürlük harika. Ah şu albümün plağı basılsa da alsak!
Steve Harley & Cockney Rebel The Best Years of Our Lives. The Best Years of Our Lives, topluluğun 1975 yılında yayınladıkları bir albüm. Bu albüm Harley’in isminin topluluğun önünde kullanıldığı ilk albüm olmuş. Albümü mercek altına alma sebebim ise topluluğun gelmiş geçmiş en önemli hit şarkısı olan “Make Me Smile (Come Up and See Me)”ın bu albümde olması. Topluluğu yakında tanımasanız bile şarkıyı mutlaka bir yerlerde duymuşsunuzdur. Albümün hikayesi kısaca şöyle; hemen her müzik topluluğunda olduğu gibi Cockney Rebel kadrosu, 1970′li yıllarda çatırdamaya başlar Topluluğun ikinci albümü olan “The Psychomodo” için yapılan turne sırasında müzisyenler Steve Harley’ın dominantlığına isyan ederler. Sonunda kavga büyür ve Steve Harley yalnız kalır. Bunun üzerine Harley yeni bir topluluk kurmaya karar verir. Bu arada Harley kendi solo albümünü yayınlar ve albüm tam anlamı ile fiyasko olur. Hal böyle olunca toplulupğun oluşturulma süreci hızlandırılır. Steve Harley & Cockney Rebel adı altında gitarist Jim Cregan, basçı George Ford, klavyeci Duncan Mackay ve davulcu Stuart Elliott ile topluluk oluşturulur. Bu yeni kadro ile albüm kaydedilmeye başlar. Kayıtlar Abbey Road stüdyosunda yapılır. Albümde prodüktör olarak Alan Parsons’da vardır. Albümden yayınlanan ilk parça “Make Me Smile (Come Up and See Me)” listelere bomba gibi düşer. Arkasından yayınlanan albümde de durum aynıdır. Yayınlanan ikinci 45′lik “Mr. Raffles (Man, It Was Mean)da başarılı olur. Albüm dönemin İngiliz pop rock tarzının neredeyse tüm karakteristik özelliklerini taşıyor. Yazılan çizilenlere bakılırsa İngiliz Glam tarzının da erken dönem örneklerinden.
Albümün Music On Vinyl firması tarafından basılan plağını dinliyorum. Pikap katı olarak Muzaffer Günal imzalı özel bir Muses pikap katı kullanıyorum. Albümde baktığım şey genel olarak atmosfer. Eğlenceli bir albüm ve remaster çalışmasında özellikle ziller ve baslarda çok önemli kazanımlar olmuş. Creek ampliler konusunda genel olarak yazılıp çizilen şeylerden biri bas konusunda rakiplerinden daha az başarılı olduklarıdır. Uygun bir hoparlör / kablo kombinasyonunda bunun şehir efsanesi olduğunu görmek için albümün ilk şarkısı “The Mad, Mad Moonlight”ı dinlemek yeterli. Creek cihazlarının geçmişten bugüne bana her zaman hoş gelen bir sesi olmuştur. Creek Evolution 100A’da da bu durum devam ediyor.
Sarah McLachlan – Shine On. Sarah Ann McLachlan, 1968 doğumlu Kanadalı bir müzisyen. Sarkılarının bir çoğunu da kendisi yazıyor. Mezzo-soprano sesi ile tanınıyor ve duygulu ballad’ları ile popüler olmuş. Görünüşe göre dünyada oldukça tanınıyor. Yazılan çizilenlere göre 40 Milyonun üzerinde albüm satmış ve 2 adet Grammy kazanmış. Ayrıca 4 adet Juno ödülü varmış. Ayrıca bayan müzisyenlere bir vitrin olması amacı ile özel bir turne oluşumunun kurucuları arasında yer alıyor. 2014 yılında yayınlanan albüm müzisyenin babasının vefatı sebebi ile oldukça duygusal şarkılara ev sahipliği yapıyor. Her ne kadar bir pop albümü olsa da, ortalamanın çok üzerindeki vokaller ve besteler ile keyifle dinlenebiliyor. Zaten müzisyenin Verve gibi önemli bir plak şirketi ile anlaşması başka türlü pek kolay olmazdı. Bu albüm Sarah McLachlan’ın Verve plak şirketinden yayınlanan ilk albümü..
2014 yılında yayınlanan albüm konusunda bazı “keşke”lerim var. Sarah McLachlan’ın ses rengi çok farklı ve benim hoşuma gidiyor doğrusu. Daha popüler tarz bir albüm yerine ne bileyim şöyle Alanis Morissette’e yakın bir tarza geçiş yapsa sanırım ortaya harika bir albüm çıkabilir. Bu albümde vokal çok ön planda. Albümün dijital versiyonunu kendi DAC’ım vasıtası ile dinliyorum. Creek’in orta frekanslardaki detayı ve tonu hemen kendini belli ediyor. Son derece keyifli.
Bu aralar Karlheinz Stockhausen fetişim fena arttı. Ev halkı ortalıktan el etek çekince müzik sisteminde, aksi takdirde kulağımda kulaklıklarla Stockhausen dinliyorum. Bu aralar mercek altındaki eserlerden biri Carré (yani bildiğiniz kare) Bu eserin plak kaydı oldukça zor bulunuyor. Benim rastladıklarım Deutsche Grammophon’un Avant Garde serisindeydi ancak fiyatlar el yakıyor. Bu yüzden eseri CD formatında almak daha mantıklı gibi veya artık ne formatta bulursanız. Eserin sanırım en önemli kaydı WDR Symphony Orchestra tarafından bizzat Stockhausen yönetiminde yapılmış. Eserin kare adını almasının sebebi dört orkestra ve dört koro tarafından seslendirilmek üzere yazılmış olması. Kağıt üzerinde toplamda 77 müzisyen, 30’u geçen sayıda vokalist ve 4 şef tarafından seslendirilebilen eser, Karlheinz Stockhausen’ın konserler için Avrupa’dan Amerika’ya uçarken uzun saatler boyunca havada kalması ve bu durumun müzisyenin hayatına olan etkisi üzerine yazılmış. Stockhausen’in notlarında -ki CD içerisindeki kitapçıkta mevcut- 4+4 toplamda 8 adet müzisyen grubunun nasıl oturacağı, hoparlörlerin nasıl yerleştirileceği hatta ışıkların nasıl ayarlanacağı gibi tüm detayları belirlenmiş ve kayıt yapılmış. Orkestranın oluşturulması ayrı bir hikaye. Öncelikle bir büyük orkestra ele alınıp 4 ayrı parçaya bölünmüş. 80 kişilik müzisyenler topluluğu 4 ayrı parçaya bölündükten sonra her bir gruba 12 vokalist ayrılmış ve başlarına bir şef atanmış. Her bir orkestra grubu kayıt boyunca hemen hemen aynı melodileri çalmış. Hemen hemen diyorum çünkü bestede farklı bölümlerde var. Solo bölümlerinde de müzisyenler dört ayrı noktadan melodileri giriyorlar.
Karlheinz Stockhausen konusunda ayrıntılı bir yazı hazırlıyorum ancak en yakın seneye hazır olur herhalde. Creek Evolution 100A ile denemelere başlıyorum. Eser oldukça ruh hastası bir yapıya sahip. Kayıt oldukça eski bir kaç kez elden geçmesine rağmen keşke bir kez daha kaydedilebilse diyor insan. Enstrüman odaklı bu eserde, vokaller de dahil hemen her ses en olmayacak perdelere girip çıkıyor. Detay seviyesi gerçekten çok çok başarılı. Odanın içi olması gerektiği gibi garip bir melodiler sarmalı ile kaplanıyor. Özellikle “Attack” olarak işaretlenen bölümlerde 4 orkestradaki tüm vurmalıların zıvanadan çıkması ile ortaya insan pek keyif veren bölümlerde Evolution 100A’nın kesinlikle başarılı…
Creek Evolution 100A, kutudan açar açmaz beni şaşırtmayan bir ses rengi ile karşıladı. Amplifikatörü kullandıkça karakteri daha da yerine oturdu. Evolution 100A, tam anlamı ile zarif bir ses sahip. Müziğin kalbindeki orta frekanslar özellikle de vokal başarımı etkileyici. Hem tonlar hemde detay seviyesi. Kanal başı 110W güç üretebilen Evolution 100A ile eşleyeceğiniz hoparlör noktasında biraz ince eleyip sık dokumanızı öneririm. Ben bir kaç farklı deneme yaptım. Amplinin güç açısından sürme/sürmeme gibi bir sıkıntısı yok, denemelerde amaç karakterlerin uyuşmasına özen göstermek. Özellikle açık çalan, bas başarımı yüksek bir hoparlör ile eşlerseniz, uzun yıllar keyifle kullanacağınız bir kombinasyon elde etmiş olursunuz. Örneğin benim JBL Monitor 4425’lerim ile keyifli sonuçlar aldım. Bana sorarsanız Creek pazarda kendine özgü bir ses karakteri olan ve bunu senelerdir muhafaza ederek gelişen markalardan bir tanesi. Tüm dünyada bu kadar fanatik bir kullanıcı topluluğuna sahip olmasını sebebi sanırım bu!
Ülkemize Sigma Ses tarafından ithal edilen Creek Evolution 100A, ülkemizde Mayıs 2015 ile KDV dahil 1.498 Sterlin’lik bir fiyat etiketine sahip. İngiltere ile aynı (hatta daha düşük) fiyat etiketi taşıyan bu zarif amplifikatör fiyat etiketi anlamında belki her okuyucumuza hitap etmeyebilir. Amplifikatörün ilk sayfada bahsettiğim modüler yapısı onu geliştirmeye açık hale getiriyor. Pikap katı eksikliği 100 Sterlin civarında bir ek ödeme ile ortadan kaldırılıyor. Ah keşke basit bir MM katı içine dahil edilseymiş diyebilirim. Creek markasının sesini sevenler için eğer Evolution 100A’nın fiyat etiketi yüksek gelir ise neredeyse yarı fiyatında etikete sahip Evolution 50A modeline de göz atabilirsiniz. Başarılı detay seviyesi, orta frekansların saydamlığı ve tonları bu amplinin kesinlikle en kuvvetli olduğu noktalar. Sigma Ses geleneksel olduğu üzere ürününü içerisine Türkçe kullanım kılavuzu, notlar, garanti belgesi gibi detayları atlamamış. Orta/giriş seviyesinde ülkemizde kuvvetli bir ürün ve alışveriş listelerinde bulunmayı hak ediyor.
Creek Evolution 100A
2x110W RMS(8 Ohmda) – 2x170W RMS (4 ohmda) stereo tümleşik yükselteç, farklı özelliklere ayarlanabilir 5 giriş, önyükselteç çıkışı, AmBit FM/AM radyo, Ruby DAC/BT/FM ve Sequel MM/MC pikap katı kartları uygulanabilir, yüksek sınıf 2 takım çıkış bağlantıları, uzaktan kumanda, siyah veya gümüş önyüzlü, 43x28x6 cm
Fiyat: 1.498 Pound (KDV Dahil) (Mayıs 2015 tarihi itibarı ile)
Temsilci: Sigma Ses / www.sigmases.com
İlk Sayfaya Ulaşmak İçin Tıklayınız
Bir yorum ekleyin