Finite Elemente Gelmiş Sefalar Getirmiş!
Artık genelde uzun aralıklarla yazıyorum. Editörümüz bundan şikayetçi ama ben aramızdaki yakınlığı kullanıyorum galiba her neyse…
Sizin de artık bildiğiniz gibi biz evimizi kurarken salon tamamıyla Hakan’a aitti. Malumunuz sistem, oda akustiği ve benim hala anlamadığım bir takım hi-fi’sel nedenlerden ötürü. Salonumuzun baş köşesine sistemimiz oturmuştu. Bizde geri kalan eşyalarımızı ona göre yerleştirmiştik. Zaten çok fazla da eşya da istemediğimiz için bir üçlü koltuktan ve 2 tane tekli koltuktan oluşan mobilyalarımızı sisteme göre yerleştirmiştik. Doğrusunu isterseniz bizim evlenirken hiçbir sürecimiz çok fazla geleneksel olmadığı için salon mobilyalarımızı Ikea’dan alıp geçmiştik. İkimiz içinde önemli olan üzerine herhangi bir şey döküldüğünde veya atmak istediğimizde üzülmeyeceğimiz bir şeyler alabilmekti. Yıllarca iskeleti sağlam diye atılamayan mobilyalarla yaşamak istemiyorduk.
Uzun lafın kısası salonumuzda oldukça basit bir yerleşimle hayatımıza mutlu mesut devam ediyorduk. Sonra ben işten ayrıldım ve daha çok evde olunca ben de acaba bir L koltuk alsak mı fikri oluşmaya başladı. Tabii ki Hakan’a söylediğimde “bakarız”, “bir ölçelim biçelim”, “evi de değiştireceğiz nasıl olsa” “biraz daha bekleyelim” gibi yanıtlarla beni oyalamaya başladı. Muhtemelen sizlerde aynı şeyleri yapıyorsunuz beyler, ama hanımlarınız her şeyin farkındadır merak etmeyin. Sadece harekete geçmek için uygun zamanı bekliyorlardır!
Bir gün bir telefonla değişim başladı. O telefondaki Hakan’ın arkadaşı Ozan Bey idi. Bir Finite Elemente stand geldiğini bahsetti sanırım ancak 3 katlı olduğunu söyledi. Hakan’ın gözleri o an parladı. Çünkü bu standın resimlerini yıllardır bana gösterip dururdu. Almayı istediğini biliyorum.
Tabii ki Hakan’da hemen kaşınma ve düşünme işlemi başladı. Önce nasıl finanse etmeliyim konusunda düşünmeye başladı. Kocam diye söylemiyorum her zaman hesabını kitabını bilen bir insan olmuştur. Beraber olduğumuz tüm bu süre boyunca ve biliyorum ki bundan sonra da sadece kendi hobisi ya da egosu için çok istediği bir şeyde olsa almak için her zaman cebinde parası da olsa (ki aksini hiçbir zaman görmedim) önce bizi düşünüp yaşamımızı etkiler mi diye düşünmüştür ve her zaman fikrimi almıştır. Ödediği para konusunda hep dürüst davranmıştır, tutar az veya çok!
Burada siz odyofillere taş atıyorum. Bir çoğunuzun eşlerinize veya kız arkadaşlarınıza ürünlerin fiyatlarını düşük gösterdiğinizi ve çoğu zaman eski ekipmanınızın üzerine sözüm ona çok komik bir para ekleyip yenilediğinizi söylüyorsunuzdur da, gerçeği muhtemelen onlar da biliyor veya tahmin ediyorlardır. Tek mesele uygun zaman!
Stand’ın eski sahibi Murat Bey ile işin finans konusunu da hallettikten sonra işin en önemli kısmı cihazlar nasıl sığacak konusuydu. Çünkü stand 3 katlıydı. Ama bizim en basit haliyle bile 4 cihaz adet cihazımız vardı. Zaten pikap ve lambalı ampli yeter de artardı. Nihayet bununda çözümünü bir şekilde bulduk,fotoğraflarını görmüşsünüzdür. Bizi bunları niye anlattın diyebilirsiniz ama benim için en keyifli kısım yeni başlıyor bu sadece girizgahtı.
Hakan standı gidip gördü ve bir İstanbul seyahati sonucunda stand evimize geldi hoş geldi. Hemen kurduk gerçekten çok güzel ve şık bir stand. Fakat bizim daha önceki standımızda yatay yerleşim vardı dikeye geçince haliyle alan genişledi bir de üzerine salonda sistemin yerini de değiştirince bir anda o kadar yer açıldı ki sevdiğimiz rahat koltuğumuz çok küçük göründü gözümüze ve koltuk ihtiyacı kendiliğinden doğmuş oldu.
Ve koltuk bakmaya başladık. Hakan’ın deyimiyle domino etkisi başlamış oldu. Çünkü koltuk aldık, sonra sehpa lazım oldu, sonra yemek masası, sonra lambader, sonra perde derken salon baştan aşağı yenilenmiş oldu. Bu süreci çok kısa gibi geçtim ama neredeyse 2 aydır uğraşıyoruz, mobilyalar zaten 30 günde anca geliyor. Tabii buna karar vermeden hangi mobilyacıdan alsak diye düşünüp durduk. Çünkü internetten baktığınızda hepsiyle ilgili türlü türlü şikayet vardı. En sonunda birinde karar verip alışverişimizi yaptık ama gelene kadar hep kafamızda soru işaretleri vardı bizde sıkıntı yaşar mıyız acaba diye neyse sıkıntısız bu süreci de atlattık. En son perdeler gelecek ve tamamlanacak. Sonra misafir sezonunu açacağız.
Ve artık diyorum ki Finite Elemente’in başımın üstünde yeri varmışta haberim yokmuş. Şimdi soruyorum size ben hi-fi’yi sevmeyeyim de kim sevsin. Yaşasın hi-fi, yaşasın Finite Elemente!
Herkese sağlıklı, huzurlu ve iyi yazlar….
Bir yorum ekleyin