Yazının burasına kadar sabırla okuduysanız tebrikler artık ilk notalara geçebiliriz. XLR girişinden bağladığım Ayon CD3S’e ilk koyduğum albüm Tom Petty and the Heartbreakers’ın Greatest Hit’s’inden Mary Jane’s Last Dance. Bu adamın sound’una her zaman hayran olmuşumdur, gitar tonlarını, müziğin basitliğini, temposunu, yakaladığı ritimleri ve akıcılığını çok sevmişimdir. Üstelik Kim Bassinger’ın oynadığı klipiyle de hafızamdan çıkmayan bir şarkı olmuştur Mary Jane ile son dans. Lambaların ısınması için CD3s’e 30 saniye verdikten sonra albümü yerleştirdiğinizde (-ki kızak yerine bu üstten doldurma yöntemi, plaklardaki ritüel gibi çaldığınız albüme ayrı bir ağırlık ve anlam kazandırıyor) dikkatinizi çeken ilk şey sesin gövde kazanması oluyor. Baslar çok daha derine iniyor, ses hacim kazanıyor.
Dakikalar ilerledikçe (yarım saatin ardından) CD3S biraz daha ağırlıklarından kurtulmaya başlıyor. Albümdeki Learning to Fly ile birlikte sahne de açılmaya, genişlemeye başlıyor. Petty’e özgü gitar tonları kendini daha iyi göstermeye başlıyor. Aslında bu albümü seçmemin bir nedeni de bateri tonlamasının biraz içi boş olması. Evet, lambalar sayesinde CD3S belki bu tonların içini biraz dolduruyor ama bu durum oldukça memnun edici. Albümü dinlerken daha fazla keyif alıyorsunuz.
Zaman geçtikçe lambalar ağırlığını daha fazla hissettirmeye başlıyor. Ayon CD3s ile dinlediğim ikinci albüm olan Robben Ford’un Tiger Walk’unda bu durum kendini daha net gösteriyor. Samimi ve sıcak bir tonalitesi var Ayon CD3s’in ama bunu kaydın üzerine fazla bir şey katmadan becermeyi başarıyor. Albümdeki I Can’t Stand in the Rain ve Freedom isimli şarkılarda belki de yeryüzündeki en iyi gitaristlerden biri olan Ford’un gitar nağmeleri tüm sıcaklığıyla kulağınıza ulaşıyor. CD3S ile blues dinlemek gerçek bir keyif. Yaş aldıkça insan daha fazla caza mı kaymaya başlıyor bilemiyorum ama bu albümdeki blues ve caz öğeleri dinlenmeye değer. İşte CD3S de bu öğelerin altını gerektiği gibi çizmeyi başarıyor.
Hazır caz demişken; “Niye Spyro Gyra dinlemiyoruz?”.
Grubun In Modern Times albümü CD3S’in çözünürlüğünü anlamamız noktasında yardımcı olabilir. Zira karışık pasajların yer aldığı müziğin katman katman üste bindiği albümlerden biridir. Mutlaka dinlemenizi tavsiye ediyorum. Spyro konserlerinde de albüm kayıtlarındaki gibi eksiksiz çalmasıyla ünlü bir gruptur. CD3S de bu konuda oldukça başarılı. Gyra’nın After Hours şarkısındaki aksak ritimleri, iç içe geçmiş gitar, piyano ve saksafon notalarını, arkası kesilmeyen enstrüman sololarını tüm detayıyla veriyor. Şarkıdaki tüm katmanları hissedebiliyorsunuz. Albümün en sevdiğim şarkılarından biri olan ve bas gitar partisyonuyla başlayan ve daha sonra kendini saksafon sololarına bırakan Julio’s Party’de CD3S melodik yapısıyla da insanı etkilemeyi başarıyor. Şarkının ana solo kısmında kendinizi şarkıya eşlik eden buluyorsunuz –ki cihaz incelerken benim en önemli kriterlerimden biri bu olmuştur. Size müziği iletmek üzere yapılan bir cihaz şarkı dinlerken tempo tutturuyorsa olay bitmiştir. Bu aletlere bunca parayı da bu yüzden dökmüyor muyuz? Keyif almak için…
Özetle Ayon CD3S kolay kolay ayrılmak istemeyeceğiniz türden bir cihaz. Benim için de ondan ayrılmak hayli güç oldu. Çözünürlüğü, üç boyutlu sahnesi, yumuşak ve doğal üst frekansları ile satın alınmayı sonuna kadar hak ediyor. İlk etapta fiyatı size biraz pahalı gelebilir ama kendisine ödenen her kuruşu sonuna kadar hak ediyor.
Ayon Audio CD3S
Full-featured Tube Top Loader CD-Player Class-A triode vacuum-tube output stage for single-ended & balanced operation
Fiyat: 7020 Euro (KDV dahil)
Temsilci: Extreme Audio / www.extreme-audio.com
Yazı: Yaşar Burak Meriç
Fotoğraflar: Cansu Özcömert
fiyatını da öğrenebilseydik keşke.
Pazartesi sabahtan eklenir. Unutmuşuz Cumartesi sormayı…
Fiyat eklendi ayrıca fotoğraflar için Cansu Özcömert’e teşekkürler….
teşekkürler