Rega Brio 3

Rega Brio 3, kendi sistemimde test sırasında

Rega deyince herkesin aklına farklı ürünler gelir. Bana Rega derseniz, ilk aklıma gelen pikap ve pikap koludur. Geçtiğimiz aylarda bir dostum yeni aldığı Brio entegre amplisini evime getirdi. Hemen sisteme bağlayıp teste başladık.

Yeni Brio 3, dışarıdan baktığınızda son derece minimal yapıda. Ampli üzerindeki a-simetrik kozmetik yapı çok şık görünüyor. Amplinin ön bölümü gayet sade, sesi açıp kapatan ve kaynak seçiminin yapıldığı iki adet düğme ve açma kapama düğmesi. Arka bölümde ise 5 adet kaynak girişi, 1 adet kaynak çıkışı (teyp çıkışı) hoparlör çıkışları ve elektrik girişi bulunuyor.

5 adet girişin bir tanesi pikap için ayrılmış. MM veya yüksek çıkışlı MC iğne kullanıyorsanız ek bir masrafa gerek kalmadan pikabınızı amplinize bağlayabilirsiniz.

Rega, yeni Brio’sunda eski versiyonlarına göre gücü arttırmış. Kanal başı 49W gücüne sahip ve iç yapıda kullanılan bileşenlerin kalitesi son derece yükseltilmiş. Kağıt üzerinde bunların hepsi olumlu ancak amplinin gerçek performans notunu verecek olan şey kulaklarımız. Hızlı bir şekilde kaynak cihazlarımızı Rega Brio’ya bağlıyoruz. Amplinin sade tasarımı arka bölümde de kendisini gösteriyor. Birkaç saniyede bağlantıları yapıyoruz. Çok kalın hoparlör kablolarım bile ampliye rahat bir şekilde bağlanıyor. Bu durum bir çok kişi açısından önemli olmayabilir. Ancak böylesine dar kesitli ürünlerde bazen öylesine tasarımlarla karşılaşıyoruz ki, birbirine değmeden farklı kabloları bağlamak, bir cambaz becerisine sahip olmayı gerektiriyor. Brio’da böyle bir durum kesinlikle yok.

Brio, Rega’nın giriş seviyesi amplifikatörü. Fiyatı ülkemiz piyasası içinde son derece uygun. Giriş seviyesi amplilerden beklentilerim nedir diye düşünelim. Olabildiğince detaylı olması, iyi bir bas performansı sunması, ek bir masraf yapmadan elimizdeki tüm cihazları bağlayabilecek imkanlara sahip olması. Verdiğimiz paraya göre eğer yukarıdakilerin büyük bir kısmını elde edersek, giriş seviyesi bir ampliyi başarılı sayabiliriz. Dinletiye başlayalım,

Rega'nın sade ön bölümü. Fotoğraftan belli olmuyor ama oldukça hoş bir siyah tonu var amplinin!

İlk plağımız Bill Evans’ın Waltz For Debby‘nin harika Analog Production baskısı. Bu amplinin giriş seviyesinde olduğuna emin miyiz? Baslar müthiş. Giriş seviyesinde kolay kolay denk gelemeyeceğiniz bir bas kontrolü var. Sahne yerli yerinde. Orta ve tiz seslerdeki durumda hiç fena değil. Hiç fena değil diyorum, bunun bir sebebi var. Ampli kutusundan çıkalı neredeyse 2 gün olmuş sadece. Çaldıkça, taşlar yerine oturmaya başlıyor. Ardı arkasına iyi kayıtlı albümler dinledikçe, detaylar geliyor. Tüm hifi cihazlarında olduğu gibi yanma denilen mefhumun bu ufaklıkta da etkisi büyük.

Karşısında durdukça ve dinledikçe ampliyi daha çok sevdim. Yukarıdaki fotoğraf hemen hemen benim oturma açımdan çekildi. Amplini orta ve üst bölümlerindeki içe doğru eğim bence harika düşünülmüş. Amplinin daha önce hep gri rengini görmüştüm ancak siyah olanı gerçekten çok güzelmiş. Bütün gün karşısında olduğumuz bir şeyin tasarımının güzel olması bence her zaman önemlidir. Ancak Rega’nın güzellikleri dışarıdan baktığınızdan ziyade müziği açtığınızda ortaya çıkıyor.

Şimdi biraz daha fazla plak dinlemenin zamanı. Bu arada yukarıdaki resimlerde gözleriniz benim kendi pikabımı arıyor olabilir. Bu dinletiyi yaparken, o daha prototip halde standın sağ tarafında ayrı bir bölümde duruyordu. Test için senelerden beri kullandığım Michell Gyrodec’imi tercih ettim. SME 5/Boboli Signature kombinasyonundan Rega Brio’ya doğru ayrıntılar ve detaylar yoğun şekilde akarken, Rega bunların büyük bir kısmını hoparlöre başarı ile aktarmayı başarıyor. Bu noktada haydi açık konuşalım.

Giriş seviyesindeki bir çok ekipmanın en önemli sorunu, kullandığınız diğer cihazlar çok daha iyi (daha doğrusu üst segment) olsa bile, genel performansı aşağıya çekmesidir. Hifi sistemlere dair etrafta duyacağınız söylencelerden en doğru olanlarından bir tanesi, bir sistemin en zayıf halka kadar çalacağıdır. Rega’dan önce kendi sistemimde özellikle çevremdeki arkadaşlarımın giriş seviyelerindeki amplilerini deneme fırsatı buldum. Ancak şimdiye kadar Brio kadar performanslı olanına hiç denk gelmedim. Hepsi giriş seviyesi bileşenlerle oluşturulacak bir sistemde en zayıf halkanın Brio olması biraz zor görülüyor.

Amplinin müzikal performansı son derece başarılı. Fiyatını göz önüne alırsanız söylenebilecek hiç bir şey kalmıyor. Peki hiç olumsuz olan bir şey yok mu derseniz. Genel açısından düşünürsek uzaktan kumandasının olmaması bir olumsuzluk olarak gösterilebilir. Kendi açımdan ise bunun önemi yok. Senelerden beri kullandığım hiçbir amplimde uzaktan kumandam olmadı. Pazar açısından bir diğer dezavantaj, benzer fiyatlara satılan tüketici elektroniği üreticilerinin amplilerine göre gösterişli bir dış görüntüsü yok Rega’nın. Aynı şekilde arka bölümde şatafatlı konektörler, bağlantı noktaları da yok. Ben bu konuya önem veren bir insan değilim ve işin doğrusu bu tasarımı sevdim. Rega’nın asıl başarısı cihazlarınızı bağlayıp, ampliyi açtığınızda ortaya çıkıyor. Firma anlaşılan tüm yatırımı amplinin içerisine yapmış. Çok da iyi yapmış. Düğmesine bastıktan 10-15 dakika sonra bu küçük, zarif ampli gerçekten çalmaya başlıyor. Saatlerce keyifle dinleyebileceğiniz ve sizi yormayan bir tarzı var Rega’nın entegre amplilerinin en küçüğünün.

Müzik sistemlerini oluşturma aşamasında olan tüm okuyucularımızın bir kulak kabartmasını tavsiye ederim. Duyacaklarınıza şaşıracağınıza eminim…

Daha fazla ayrıntı için: www.timpani.com.tr

Hakancez