Hazır bas demişken bu konuyu biraz daha açalım isterseniz. Kâğıt üzerindeki bilgiler bazen size fikir vermekle beraber Dynaudio Contour 20’nin 39 Hz’e inen baslarının, hayli doyurucu ve güçlü olduğunu söylemeliyim. Asla uzamıyor ya da şişmiyor. Ve doğrusunu söylemek gerekirse High End hoparlörlerin en büyük zaaflarından biri olan bas eksikliği Contour 20’de fazlasıyla giderilmiş. Notalara bu denli doyurucu bir şekilde eşlik eden bir bas performansıyla müzik dinlemeyeli uzun zaman olmuştu. Seçtiğiniz müzik türü ne olursa olsun, kayıt hangi yıla ait olursa olsun (tabii kötü kayıtlardan bahsetmiyorum) basların fazlasıyla size yeterli geleceğinden emin olabilirsiniz. Alt baslardaki bas kontrolü de şapka çıkarılacak cinsten. Tabii bunda Gryphon Atilla’nın da etkisi var ama genel itibarıyla sıkı, yumruk gibi baslar duymaya hazırlanın. İşin güzel tarafı bu bas performansı düşük volümlerde de sizi terk etmiyor. Öyle illa da volümü köklemeniz gerekmiyor. Tabii elinizin altında Contour 20’yi besleyecek kalitede bir amfiniz varsa.
Dynaudio Contour 20’nin en güzel yanlarından biri de bu güçlü basları orta seslerin üzerine binmeden vermeyi başarması. Anlayacağınız arada müzikteki detaylar da güme gitmiyor ve detayları katman katman duyabiliyorsunuz. Belli bir denge dâhilinde bütün sesler kulağınıza ulaşıyor. Vokaller, tizler ya da enstrümanların sesleri ne önde ne de arkada. Müzik dinlerken sizi asla yormuyor. Ki Contour 20’nin en iyi yanlarından biri de sahip olduğu bu dengede gizli. Tonal palet de genel bir dengeye sahip. Tamamıyla nötr diyebileceğimiz bir yapıda. Ne soğuk tarafta, ne de sıcak tarafta. Ne sert ne yumuşak ne de kuru çalıyor. Belli bir akışkanlık içerisinde müzikal olmaya çabalamadan müziğin özüne sadık kalıyor. Tizlerde de Dynaudio’lara atfedilen pırıltıdan eser yok. Üst frekanslar da bu dengeli yapı içerisinde üzerine düşen görevi fazlasıyla yapıyor. Hırçın değil, parlak ya da önde hiç değil. Renkli çalan hoparlörle kulağınız kirlenmediyse hoparlörden etrafa yayılan bu tonları seveceğinizden eminim.
Sonuç
Özetle Dynaudio yıllar sonra bir kez daha olağanüstü bir hoparlör yaratmışa benziyor. Contour 20, belki de Dynaudio’nun son dönemde bu fiyat aralığında yaptığı en iyi hoparlörlerden biri. Eğer onu iki kelimeyle özetlemem istense bu kesinlikle dinamik ve güçlü olurdu. Dinlediğiniz müzik türü ne olursa olsun, onun bu enerjik ve güçlü yapısı sizi fazlasıyla mutlu edecek… İster Mahler ister Dream Theater dinleyin, karmaşık pasajların üstesinden başarıyla gelen bu hoparlör, sizi müziğin içerisine çekmeyi başaracak. Ciddi bir pişme süresinin ardından ona yeterli alanı tanır (bu kesinlikle 12-15 metrekare değil), üst düzey bir kablo ve hakkını verecek gerçekten güçlü bir amfiyle (küçük odalarda 4 ohm’da 200 Watt yeterli gibi görünse de daha fazlasıyla çok daha iyi sonuçlar alınacağı aşikâr) beslerseniz, size High End dünyasının kapılarını açacağından emin olabilirsiniz. Satın alma listenizin en üst sıralarına gönül rahatlığıyla yazabilirsiniz.
Yazı Burak Meriç
Fotoğraflar: Ege Burak Meriç
Dynaudio Contour 20
Sensitivity: 86dB (2.83V / 1m) IEC Power Handling: 180W Impedance: 4 Ohms Frequency Response (± 3 dB): 39Hz – 23kHz Box Principle: Bass Reflex Rear Ported Crossover: 2 way Crossover Frequency: 2200HzWoofer: 18cm MSP cone Tweeter: 28mm Esotar2 Weight: 15.5kg / 34lb
Fiyat: 5400 Euro, Stand 6: 400 Euro
Distribütör: Select HiFi / www.select-hifi.com—————-
Dinlenilen Albümlerden Öne Çıkanlar
Best of Jethro Tull Steve Lukather-Luke Dream Theater-Scenes of a Memory Alboran Trio-Meltemi Portishead-Dummy Eric Clapton&Friends-The Breeze An Appreciation of JJ Cale Fleetwood Mac-Greatest Hits Hootie&The Blowfish –Musical Chairs Black Crowes-Greatest Hits John Scofield-Uberjam Deux Björk-Debut Best London Symphony Orchestra 50 Keb Mo-Suitcase Mahler-Adagios Murray Hockridge & Dave Kilminster-Close to Earth The Winery Dogs-The Winery Dogs Kip Hanrahan-All Roads are Made of the Flesh Pink Floyd-The Endless River Supertramp-Breakfast in America
Bir yorum ekleyin