Şimdi isterseniz 6 aylık sürecin sonunda biraz öz eleştiri yapalım. Öncelikle EMT 948’i satın alıp, üzerine bu kadar emek ve para harcamanın mantıklı olup olmadığını sorusuna cevap vereyim. İnanın bende bu soruları kendime çok sordum. Aslında EMT 948 yurtdışında çok absürd fiyatlara satılan bir pikap değil. Ancak yazılan çizilen bir şey var ki, en iyi durumda EMT’yi bile alsanız uzun seneler boyunca yoğun olarak kullanılmış pikaplar olduğu için her zaman yenilenmesi gereken bir şeyleri olur derler. J.P. (Hans) van Vliet veya Hans-Michael Fabritius gibi EMT otoritelerinin elinde yeniden hayata döndürülmüş pikaplar bulabilmek mümkün. Bunların maliyetleri oldukça yüksek oluyor. Dünyanın farklı ülkelerinde yaşayanlar için bir EMT pikap satın alıp, bahsettiğim insanlara gönderip kapsamlı bir yenileme yaptırmak mümkün. Ancak Türkiye’de yaşayınca, bu yazdıklarım bizler için tatlı birer hayalden başka bir şey değil. Bir ürünü tamir için yurtdışına göndermek ve tekrar geri getirebilmek aramızdaki çok az kişinin başarabileceği şeyler!
6 aylık emeğin tabii ki bir maddi tutarı yok ancak parasal anlamda yapılan harcamalara dönüp baktığımda sayfalar boyu anlattığım tüm bu işlemler için ödenen tutarlar, yurtdışından bir EMT 948 satın alıp onu normal bir vatandaş gibi vergilerini ödeyerek Türkiye’ye getirmek için harcanacak tutarlar ile hemen hemen aynı veya çok az daha fazlasıydı. Tabii ki yukarıda bahsettiğim insanlar haricinde alınacak bir pikabın bazı sorunları olabileceği ve ek masraflar açabileceğini de hesaba katmak lazım.
Bu yazdığım şeylerin hemen her türlü ekipmana uyarlanabilir olduğunu düşünüyorum. EMT 948 yerine X bir ürünü düşünün, yazdıklarımın ana fikir pek değişmeyecektir.
İkinci konu, yapılan bu restorasyon projesinde baştan daha iyi bir satın alma yapılsaydı herşey daha kolay olur muydu sorusunu cevaplamak lazım. Buna cevabım kesinlikle evet olurdu. Ancak analog dünyasının çok derinliklerine inmeyen bir insan olsaydım, pikabı ilk aldığımız hali ile kullanır mutlu mesut yaşadığımı zannedebilirdim. Bir de üzerine EMT sahibiyim diye caka satardım!
Zaman içerisinde bir şeylerden kıllanıp (amiyane tabir için kusura bakmayın) örneğin iğne üzerine kafa yorardım belki. Ancak bilgi düzeyiniz artınca sorunları bir bakışta fark edebilir hale geliyorsunuz ve sayfalar boyu anlattıklarım gibi bir çok sorunun üstesinden gelmeniz gerekiyor. Bu noktada bahsi geçen tarz alışverişlere girecek okuyucularımızın tam olarak ne istediklerini bilmeleri ve buna göre alışveriş yapmalarını tavsiye ederim.
Eğer amaç plak dinlemek ise harcanan paraların çok daha azına güzel bir sistem kurulup keyifle dinlenebilirdi mesela. Ancak Türkiye’de yaşıyoruz bir daha ne zaman satışta bir EMT denk gelir bilemediğimiz bir ortamda, bazı konuların üstesinden gelebileceğinizi düşünüyorsanız satın almamak için kendinizi zor tutmanız normal. Bizde böyle yaptık zaten!
Hepimiz bir şekilde aldığınız ürünü yaptırırım umuduyla satın alıyoruz. Ancak üretim tarihi eskidikçe yedek parça bulmak, mekanizmaları çözebilecek tamircileri bulmak zorlaşıyor. Bu bir EMT’de olabilir Dual’de. Sıkıntılar hep ortak. Bunları düşünerek hareket etmekte her zaman fayda var.
Üçüncü konu; bir EMT pikap alacak olsaydın “948” mi alırdın yoksa başka bir model mi tercih ederdin. Bu soruyu bende kendime sordum. Hifi dünyasında “927F” başta olmak üzere tüm “927” modelleri hemen arkasından ise “930” modelleri en makbul EMT pikaplar. Her iki pikap son derece karmaşık mekanik yapıları ile aynı zamanda birer kabus olma potansiyeline sahip. Açık konuşmak gerekirse “927” gibi bir pikabı edinsek bile çok azımız dinleme odalarımıza koyabiliriz. Bunlar devasa büyüklükte ve ağırlıkta modeller. “930” ise daha küçük boyutlara sahipmiş gibi gözükse de yine devasa bir pikap. Açıkçası bunlara sahip olmayı gönül ister ama nereye koyacağım sorusunun da cevabı bende yok.
Bu modellerin arkasından “950” geliyor. “950” bir çok meraklının uzak durmak istediği bir pikap. Elektronik yapısı çok karışık ve tamiratı konunu en ustaları tarafından bile eziyet olarak nitelendiriliyor. Bunun basitleştirilmiş hali ile bile 6 ay uğraşmış bir insan olarak “950”nin yanından bile geçmek istemem doğrusu. “948”e gelirsek, makul mantıklı ölçülerdeki boyutları, göreceli kolay müdahale edilebilir yapısıyla benim imkanlarıma sahip meraklılar için muhtemelen en iyi seçenek idi. Bir EMT pikap alacak olsaydın “948” mi alırdın yoksa başka bir model mi tercih ederdin sorusuna cevabım kesinlikle “948” olurdu! Ama 927 bulsam onu da almaya çalışırım yani, hiç yalan söylemeyeyim :)
Bu tarz eski pikaplar yenilerinden daha iyi mi çalıyor da, millet bunlarla bu yüzden mi bu kadar uğraşıyor diyenler olacaktır. İşte burada işler karışık. Hemde çok karışık! Geçmişten bugüne tarihte üretilmiş bir çok önemli pikabı dinleme fırsatım oldu. Dinlemenin ötesinde bunların birçoğunu ayrıntılı şekilde kurcaladım. Listeyi yazmaya kalksam sayfalar dolusu marka/model yazmam gerekir. Aynı durum modern pikaplar içinde geçerli.
Bana sorarsanız iyi bir pikap her zaman iyi çalar. Bir pikabı iyi yapan şeyler dünden bugüne değişmedi. İster 50 yıl önce de üretilmiş olsun, isterse bugün üretilmiş olsun bir pikap belirli tasarım özelliklerine sahip ise iyi hatta çok iyi çalabilir. Ancak şunu unutmamak lazım geçmişin pikapları oldukça karmaşık mekanik ve elektronik yapıya sahiplerdir. Ve performansları bu yapılar arasındaki uyum ve kondüsyonlarına bağlıdır.
Geçmişten bugüne bir çok Garrard 301 dinledim mesela. Bir bölümü gerçekten rezalet haldeydi, bir kaç tanesi ise müthiş restorasyonlar ile dün üretilmişcesine sağlıklı çalışıyorlardı. Her birisinin sahiplerine sorarsanız Garrard 301’leri muhteşem çalıyordu, hiçbir yeni pikap bu performansa ulaşamazdı ancak bazılarının mekaniklerinden gelen acayip sesleri veya tutmayan devirleri 10 metre öteden tespit edebiliyordum. Bildiğiniz üzere geçtiğimiz senelerde Garrard 301 moda oldu, talep yükselince bit pazarına nur yağdı ve fiyatlar arttı. Bu dönemlerde kime sorarsanız Garrard’lar için ölüp biterken, modanın geçmesiyle fiyatlar eski seviyelerine döndü ve heyecan bitti.
İşte bu noktada evet çok iyi restore edilmiş eski bir pikap çok iyi çalabilir , modern örneklerine yaklaşabilir hatta geçebilir bile. Ancak bunun için çok fazla emek ve para harcamak gerekir. Değer mi değmez mi, işte bu kişisel bir cevaptır. Söz konusu olan pikaplar olunca, kişisel bir merak ve tarihe saygı duruş açısından değerlendiriyorum ben eski ürünleri. Velhasıl kelam bu işlerin tek bir doğrusu yok. En doğru olan sizin kişisel düşünceleriniz.
Yalnız bir şeyi iyi bilmeniz gerekiyor. Eski bir pikap satın aldığınız zaman bu yazıda gördüğünüz gibi bir çok sorunla denk gelebilmeniz sıradan bir olay. Eğer kendi başınıza bunların bir kısmını giderebilecekseniz veya sizin için giderebilecek birilerini tanıyorsanız bu dünyaya bodoslama adım atabilirsiniz. Veya satın alırken çok dikkatli hareket etmelisiniz. Ayrıca alacağınız ürünle alakalı bir ön araştırma yaparak yedek parça bulunabilirliğini, teknik destek alabileceğiniz platformların varlığını sorgulayın.
Forumlarımızda bazı dostlarımız örneğin Dual pikaplar ile nasıl mücadele ediyorlar, nasıl uğraşıyorlar, ne çözümler üretiyorlar bende keyifle takip ediyorum. Seneler içerisinde meraklılar birer uzman haline gelmiş durumdalar. Ancak sıradan bir vatandaşı düşünün tüm bu karmaşa içerisinde tek başına kaldığında satın aldığı ürün elinde patlamış oluyor. Aynı durum bu yazıya konu olan EMT pikap içinde olabilirdi veya bambaşka bir ürün içinde…
Gelelim finale EMT 948 nasıl çalıyor. Sevgili okuyucum bunu benim yazabilmem çok çok zor. Aylarca emek verdiğim bir pikap için objektif olabilmek çok kolay değil. Ancak size şöyle bir cevap verebilirim. Dökülen her damla tere, harcanan her kuruşa kesinlikle değdi. 30 küsür senelik bir pikabın böylesine bir ses vermesi, bundan önemlisi mekanik ve elektronik olarak neredeyse mükemmel hale getirilmesi müthiş bir deneyim idi.
Umarım bu yazı bu tarz projelerle uğraşmak isteyenler için aydınlatıcı bir rehber olmuştur. Başıma gelen tüm olumsuzlukları, tüm sıkıntıları ve tüm sorunları olmasa da, bir çoğunu yansıtmaya çalıştım. Yarın öbür gün bu tarz bir ürün ile başınıza nelerin gelebileceğini tahmin edebiliyorsunuzdur artık. Marka veya modelin hiç dönemi yok. Daha karmaşığı veya daha basiti de olabilir. Ancak emin olun detaylara girdiğinizde hayat hiçbir zaman kolay olmayacaktır. Tüm bunlardan ana fikri siz kendiniz çıkartacaksınız.
Ben bir kez daha böyle bir işe girişir miyim. Aslında zor girişirim ama siz benim böyle yazdığıma bakmayın! Bir EMT 927 veya Micro Seiki SZ-1 denk gelir aynı dakika elime tornavidamı alır, pikaba girişirim. Sanırım merak kötü bir şey :)
Bir Restorasyon Projesi: EMT 948 Bölüm I – Kısaca EMT Tarihçesi Bölüm II – Kaosun Başlangıcı Bölüm III – Plato Yenilemesi Bölüm IV – EMT 929 Kol Bölüm V – Elektronikler Bölüm VI – Sonu Gelmez İşlemler Bölüm VII – Son Dokunuşlar Bölüm VIII – Grande Finale!
Bir yorum ekleyin