Makalenin bundan sonrasında horn yerine boru kullanılacatır. Ortaya çıkışları ilk amplifikatörlerin bulunmasına kadar uzanır. 1923 yılında ilk triyod lambaların bulunmasının akabinde bu yükseltilmiş sinyallerin ses dönüştürülmesi amaçlanan bir teknoloji aranmaktaydı. Bulunan ilk çözümlerden bir tanesi boru şekline getirilmiş metal diyaframların, titreşimler üreterek ses vermelerine dayanıyordu. Bu ilk tip borular özellikle eski gramofonlarda kullanılmaktaydı. Bell Laboratuarlarından iki mühendis 1927 yılında daha yenilikçi bir çözüm geliştirmeyi başardılar. Farklı şekilde yüklenmiş elektrik sayesinde anlık oluşan manyetikleşmeler ile ses üretebileceklerini buldular. Hoparlörlerin dönüm noktası budur. İlk dönemlerden bu yana bir çok firma boru tipi hoparlörler üretmiştir. Hatta bir kısmı üretimlerine devam etmekte, bir kısmıda bu teknolojiyi sadece belirli frekansları kapsayan sürücülerde kullanmaktadırlar. Boru tipi hoparlörleri üreten en önemli firmalar, JBL, Altec Lansing, Klipsch, Lowther gibi firmalardır. Bugün bunlara sadece bu konuda üretim yapan özel firmalarda katılmıştır ki, en önemlisi Avantgarde Audio’dur.
O yıllardan bugüne teknolojik olarak devamlı gelişerek üretilmiş, en eski hoparlör tipi boru tipi hoparlörlerdir.En basit hali ile oldukça hızlı bir sürücü hoparlörlerden gelen titreşimlerin konik bir boru içerisinde daha fazla basınç oluşturarak büyültülmesi esasına göre çalışır. Konik yapılı şekil ilk ortaya çıktığından bugüne kadar çeşitli değişikliklere uğrasa da, ana şekli çok bozulmamıştır. Bu şekil teorik olarak akustik sinyallerin değişimini sağlamaktadır. Zaten boru tipi hoparlörlerin çalışma şekillerinin esası da budur. En önemli parça sürücü hoparlördür. Genelde bütün frekans değerlerini iletebilen tek bir sürücü özel hoparlör kullanılır. Bu da farklı ünitelerin kullanılmasından genelde daha etkin bir çözüm üretir. Tüm zamanlama hataları ortadan kalkar. Bu sürücünün oluşturduğu ses sinyalleri yani titreşimler borunu içerisinde büyüyerek hoparlörden dışarıya çıkar. Alışılagelmiş bir hoparlör tasarımında da en büyük farkı budur. Standart bir hoparlör üzerindeki sürücüler bu tarz mekanik bir büyütme yapmazlar. Bu büyütme oranın büyüklüğünden dolayı teorik olarak desibel kazançları yüksektir.
Bu nedenle Single Ended Amplifikatörlerle sürülmeleri daha uygundur.Boru tipi hoparlörler genelde ses sinyalleri büyütürken bir değişime uğratırlar. Bunun yanısıra belirli bir orandan daha fazla gürültü oluştururlar. Bu sebeple tasarımları ciddi anlamda mühendislik çalışma gerektirmektedir. Bugün bazı hoparlör üreticileri bu sorunları yenmeyi başarmış ve çok hassas cihazlar üretmeyi başarmışlardır. Fakat ürünlerin fiyatları çok yüksek olduğundan yaygınlaşamamıştır. Yüksek hızlı sürücü tasarımındaki sorunlar. Tüm frekans değerlerini mükemmel olarak yansıtabilen bir tasarım neredeyse imkansızdır. Bu nedenle özellikle alt frekans ses sinyallerinin farklı bir hoparlöre üst ve orta frekansların ise tek bir sürücü hoparlörden aktarılması ile bu sorun çözümlenmiştir. Bazı firmalar her üç grup ses frekansını ayrı hoparlörlerden vererek 3 ayrı boru ünitesi kullanmaktadırlar. Sonuçta 1 hoparlör başına 3 adet boru düşmekte ve cihazın boyutları ve ağırlığı inanılmaz hale gelebilmektedir. Diğer sistem bileşenlerinin maksimum kalitede olması gerekliliği. Bir boru tipi hoparlör sürücüden gelen her sinyali büyütür. Eğer bağlı olduğu sistemde örneğin bir dip gürültü var ise, bu gürültüyü de büyüterek rahatsız edici hale getirebilir. Bunu önlemek için tüm sistem bileşenlerinin, kablolama ve hatta elektrik sisteminin özel olarak tasarlanmış olması gerekliliği, parasal değeri inanılmaz yükseltmektedir.
Hakan Cezayirli
Bir yorum ekleyin